Del Bosque,Aragones,Schuster,Rijkaard'dan sonra şimdi de Hiddink.Ülkemizde son yıllardaki başarılı antrenör kıyımlarının son kurbanı Guus Hiddink oldu.Yalnız bu saydığım isimler içinde bence Aragones'le birlikte gitmeyi hakeden ve başarısız olan bir isim daha varsa o da yine Hiddink'in ta kendisidir.Burada Milli Takımımızın Euro 2012'ye gitmesi veya gitmemesi bir yana takımımızın oynadığı oyundaki belirsizlik ve Hırvatistan'a evimizde 3 gol yemek artık yeter dedirtti herkese.
Evet perşembenin gelişi çarşambadan belli oldu.Azerbaycan'a karşı alınan mağlubiyet, "yaz aylarında gidiyor mu,Chelsea ile anlaştı mı ? " derken Kazakistan maçındaki rezalet futbol ve son dakikada şansımıza attığımız bir frikik golü sonrası sevinci.O sevinç bana o kadar yapmacık ve gereksiz gelmişti ki.İşin tabi birde maç sonu yaptığı "siz Türkler fazla duygusalsınız" açıklamaları kısmı var.
Hırvatistan ile Zagreb'de oynadığımız rövanş maçı için çıkan kadrodaki cömertliği,cesareti hiçbir zaman göremedik biz Hiddink'te.
Birde madalyonun diğer yüzüne bakmak gerek.Güney Kore ve Rusya'da başarılı olan,Güney Kore gibi bir takımı Dünya 4.'cüsü yapmış bir teknik adam Guus Hiddink.Evet artık emekliliği için gün sayıyordu. Emekli olmadan önce böyle bol sıfırlı bir sözleşmeyi bir daha bulamayacağını da biliyordu.Ama Hiddink Güney Kore ve Rusya'da kendi futbol sistemini oturtmak için o ülkenin insanlarının karakteristik özelliklerini kullanmıştı.Güney Kore ve Rusya'da bulduğu disiplin ve hırsı maalesef bizde bulamadı.Hatta bizde bu özelliklerin bir benzerini dahi bulamadı.Bizde bulabildiği tek şey kendisinin de bol bol bahsettiği duygusallıktı.
Bu konuda şapkamızı öne alıp düşünmenin vaktidir kanımca.