90'lı yıllarda ağzımızdan emziği düşürüp futbolla yeni yeni haşır neşir olmaya başlamışken teyzemin İtalya'dan getirdiği Juventus -Del Piero formasıyla tanıştım Juventus'la . 90'larda Avrupa' yı kasıp kavuran ve Zidane ,Davids ,İnzaghi ,Tacchinardi , Nedved ve tabiki Del Piero ile benim gibi bir Galatasaray taraftarının gönlünde yer buldu bu takım. Aslında blogumu açtığım 1 senelik zaman zarfında bu blogda çoktan yer bulması gerekiyordu şahlanan atın. Ancak geçen sezon kazanılan ve uzun bir süre sonra gelen şampiyonluktan bahsetmekte çok geç kaldığımı biliyor ve özür diliyorum.
Ve sizleri Juventus'un başına gelen malum,talihsiz olayların ardından geçen sezon ki şampiyonluğa kadar uzanan süre zarfında bir yolculuğa çıkarıyorum.
14 TEMMUZ 2006 , JUVENTUS'UN KARA GÜNÜ : CALCİOPOLİ SKANDALI
Müzesinde 28 lig şampiyonluğu ( taraftara göre sahada 30 ) , 2 UEFA Şampiyonlar Ligi ve 3 UEFA Kupası bulunan Juventus 1 Mayıs 2006 günü Reggina deplasmanında 2-0 kazanırken 29. Lig Şampiyonluğunu ilan ediyordu. Ancak 22 Mayıs 2006 günü aralarında Juventus, İnter , Milan , Lazio ve Fiorentina'nın da bulunduğu pek çok Serie A ve Serie B takımı hakkında soruşturma başlatıldı. Bu süreçte Juventus'u yöneten ve kulübün sahibi olan Agnelli ailesi de bu süreçten etkilendi. Hatta bu süreçte yaşanan olaylardan birinde de 27 Haziran 2006 günü takımın sportif direktörü olan eski oyuncu Gianluca Pessotto bir apartmanın 4.katından düştü ve ciddi şekilde yaralandı. Soruşturmada ismi geçen Pessotto'nun yaşadığı bu olayın bir intihar teşebbüsü mü , bir kaza mı olduğu belirlenemedi.
Mahkeme 14 Temmuz 2006 günü kararını açıkladı. Ve kuşkusuz en ağır cezayı Juventus'a verdi. Siyah beyazlıların Serie B'ye düşürülmesine ve bir sonraki sezon -30 puan cezası almasına karar verdi. Ayrıca Juventus'un soruşturmada ismi geçtiği karşılaşmalarından dolayı son 2 Serie A şampiyonluğu da geri alındı.
Bu günden sonra kulüp ciddi bir kaos ortamına girdi. Daha 10 gün önce İtalya Milli Takımındaki 8 oyuncusunun Dünya Kupasını kazandığı Juventus'ta yaprak dökümü başladı ve futbolcular bir bir kulüpten ayrıldı.
Fabio Cannavaro ve Emerson Real Madrid 'e , Lillian Thruam ve Gianluca Zambrotta Barcelona'ya , Patrick Vieira ve Zlatan İbrahimovic İnter'e gitti. Teknik direktör Fabio Capello istifa etti. Ve takımın önemli isimlerinden biri olan Mutu'da takımdan ayrılarak Fiorentina'nın yolunu tuttu.
Takımın sembol isimlerinden yıldız futbolcu Pavel Nedved o dönemde takımda yaşanan bu ayrılıklara şu yorumu getirdi : " Bir takım küme düşüyorsa futbolcular gider, adamlar ise kalır " .
Juventus'ta o dönem takımda kalan "adamlar" ise ; Buffon ,Del Piero ,Nedved , Trézéguet gibi sembol isimlerin yanı sıra, uzun yıllar kulüpte oynayan Tacchinardi, Igor Tudor ve Birindelli'de takımla birlikte Serie B'de mücadele etti. Takımın başına ise Didier Deschamps gelir ve Juventus bu "adamlarla" bir sonraki sezon tekrardan Serie A'ya yükselmeyi başarır.
AYAĞA KALKMA ZAMANI
Serie A'ya yeniden merhaba diyen Juventus o sezon takımın başına Claudio Ranieri'yi getirir. Ranieri ilk senesinde takımı ligde 3.yaparak Şampiyonlar Ligi vizesi alır ve bir sezon daha kredi kazanır. Ancak ertesi sezon istikrarsız ve dalgalı bir grafik çizen Juventus ligde ikinci olur , Şampiyonlar Liginde de gruptan birinci çıkmasına karşın Chelsea'ye elenir. Ve sezon sonunda Ranieri ile yollar ayrılır.
CİRO FERRARA DÖNEMİ
Uzun yıllar siyah beyazlı kulüpte top koşturan, savunmanın önemli ismi bu kez kulübenin başına geçti. Kulübü ve İtalyan futbolunu iyi tanıyan Ferrara yönetimindeki Juventus İtalya Ligini 7.bitirebildi. Ancak Ferrara kulübe bu dönem içinde takım ruhunun geri getirilmesi konusunda önemli adımlar attı. Sportif başarının gelmediği bu 2 sezonda Ferrara'nın takımına önemli takviyelerde geldi. Felipe Melo ve Diego Ribas gibi isimler kadroya katılırken, Calciopoli skandalı sonrası kulübünü bırakıp Real Madrid'in yolunu tutan 35 yaşındaki Fabio Cannavaro takıma geri döndü. Bu geri dönüş taraftarı ikiye bölerken Nedved'in futbolu bıraktığını açıklaması siyah beyazlılarda ufak bir kriz yarattı.
HERKES ONLARI İSTEDİ , ONLAR JUVENTUS 'U SEÇTİ : DİEGO RİBAS VE FELİPE MELO
Ferrara döneminde takıma katılan iki önemli isim vardı. Brezilyalılar'dan ilki Diego Ribas.Avrupa kariyerine Porto'da başlayıp daha sonra Bundesliga'ya Werder Bremen'e transfer olan yıldız oyuncu kendini Almanya'da fazlasıyla kanıtladı. Bayern Münih ve Juvenutus'un markajına giren yıldız oyuncu seçimini Torino'dan yana yana Juventus'a kullandı. Juventus bu hamlesiyle Platini, Zidane ve Nedved'den sonra takımın aradığı maestro özelliklere sahip bir oyuncuyu kadrosuna katmış oldu. Del Piero'nun ilerlemiş yaşı nedeniyle hem orta sahayı yönetecek hem de forveti besleyecek bir oyuncuyu kadrosuna katan Juventus orta saha için arayışlara girmişti artık. Ve Avrupa kariyerine İspanya'da başlayan sırasıyla Mallorca, Santander ve Almeria'da forma giyip yıldızını Almeria'da parlatan Felipe Melo , Patrick Vieira ve Emerson'dan bu yana Juventus'un orta alanda sıkıntı çektiği kesici özellikli ve basit oynayabilen oyuncu özelliklerine sahip bir isimdi. Arsenal'le Melo konusunda yarışa giren Juve bu yarıştan galip çıkarak önemli bir ismi daha kadrosuna katmış oldu.
Ancak bu transferlerin ikisinden de Juventus istediği ve beklediği katkıyı alamadı. Özellikle Diego bir türlü saha içine konsantre olamayarak beklentilerin çok altında kaldı. Wolfsburg'a transfer olup Almanya'ya dönüş yaptı.Daha sonra ise Atletico Madrid'e kiralandı.
Bu isimlerin dışında aynı dönemde kadroya Lyon'dan sol bek Grosso katıldı ve o bölgede Molinaro ile De Ceglie'ye olan güvenin ne kadar az olduğu bir kez daha görüldü.
Ferrara'nın Giovinco ve Marchisio gibi iki genç ismi kadroya katarak onları bugünlerin Juventus'u için hazırlaması da Ferrara'nın başardığı gözükmeyen işlerden biri.
Son olarak bu dönemde kadroya 2011'in devre arasından Wolfsburg'un tecrübeli İtalyan stoperi Andrea Barzagli' de katıldı. Ve savunma hattı bir hayli güçlenmiş oldu.
WELCOME HOME : JUVENTUS ARENA
Juventus'un yakın geçmişte yaşadığı talihsiz olayların altından kalkmak için gerçekleştirdiği projelerden biri de Juventus Arena. Delle Api gibi şehirden çok uzak ve Atatürk Olimpiyat Stadı tarzı tribünlerin sahadan uzak olduğu bir stattan 8 Eylül 2011 'de Juventus Arena'nın açılışını yaparak kurtulmuş oldu. Juventus artık 70.000 kişilik Delle Api'de 20-30. 000 kişiye oynadığı ve gelen rakip takımlar için deplasman baskısı yaratmayan stattan kurtulmuş oldu. Yeni statta tribünler sahaya çok yakın ve gerçek bir Arena havası katıyor. Juventus Arena 41.000 kişi kapasitesine sahip modern bir stat.
Juventus Arena'nın açılış maçında kardeş takım diyebileceğimiz Notts County ile karşılaşan Juventus 1-1 berabere kaldı.
TEŞEKKÜRLER FERRARA
Ferrara geçen iki sezon boyunca takımı 7.sıranın üstüne çıkaramadı ancak kulübün ertesi seneleri için önemli temeller attı diyebiliriz.
Ferrara ile 2010 yılında yaşanan ayrılığın ardından 1 yıllık süreçte sırayla Alberto Zaccheroni ve Luigi Delneri takımın başına geçti.
YENİ STAT, YENİ HOCA VE YENİ TRANSFERLER : ANTONİO CONTE DÖNEMİ
2011 yazı Juventus için bir hayli hareketli geçti. Kulübün sembol isimlerden Ferrara'nın görevine son verilip bu kez de Antonio Conte takımın başına getirildi. 2006 yılında Siena'da başlayan teknik direktörlük kariyerinde bu Conte için bulunmaz bir fırsat ve gerçek bir sınavdı. Çünkü 2006'daki malum olaydan sonra Juventus yıllarını boşa geçirmiş ancak Ferrara döneminde kulübün gelecek 2 sezonu için önemli atılımlarda bulunulmuştu. Agnelli ailesi Conte'ye güveniyordu ve ona gerçekten de iyi bir kadro kurdular.
Conte sezon başından beri düşünmediği ve alındığı günden beri isteneni veremeyen Felipe Melo'yu Galatasaray'a kiralık gönderdi. Krasic ile yıldızı hiç barışmadı ve Ferrara döneminde alınan Krasic'i geçen sezon kadroya dahi almazken içinde bulunduğumuz bu sezonda Fenerbahçe'ye satılmasına onay verdi.
Conte 4-2-4 oynama amacıyla başladığı sezonda zaman içerisinde , 3-5-2 , 4-3-3 , 3-4-3 ve hatta 4-6-0 gibi taktikler denedi. Bu taktiklerin hemen hepsinde Barcelona usulü kaptırılan top sonrası sıkıştırmalı pres ve alan savunması mevcuttu. Bu taktikte savunma çizgisi mümkün olduğunca orta alana yaklaştırılıyor ve top kapma süresi düşüyor. Bu da otomatikman orta sahanın yükünü azaltarak takımın özellikle de orta sahanın daha diri kalmasını sağlıyor. Orta sahadaki beyin Pirlo takımın hücumlarının bir numaralı ismi oldu. Vidal ve Marchisio ise mücadeleci futbollarıyla onun yanında usta-çırak ilişkisine sadık kalarak oynadılar. Forvette Vucinic, Quagliarella ,Del Piero, Laquinta 'dan kim olursa olsun geriye gelip zaman zaman top alarak peşinden kendisini kovalayan stoperi uzağa çekerek Marchisio ve Vidal'a boş alanlar yaratarak tehlike yaratabilecek pozisyonlara soktu. Topu kaptığında sağ veya sol bek ki genellikle sağ bekler ,daha ileri de top alarak önünde oynayan açık oyuncusunu tehlikeli bölgeye daha da yaklaştırmaya çalıştı. Lichtsteiner ile daha hücumcu ,Caceres ile ise daha dengeli bir kanat ayarına sahip oluyordu Juve. Sol bekte ise formu ile bu sezon tek alternatif De Ceglie . Pepe ise alındığı günden bu yana sürekli performansını artırdı. Stoperde Chiellini ve Barzagli sağlam bir görüntü verirken kale ise Buffon gibi emin ellere emanetti.
Conte'nin Juventus'u geçen sene ligin ilk yarısını 12 galibiyet ve 5 beraberlikle lider bitirdi. Üstelik Milan'ı evlerinde , İnter'i ise Giuseppe Meazza 'da mağlup ederek hemde. Ligin ikinci yarısında arka arkaya alınan 4 beraberlik ile "noluyoruz" havasına girilse de art arda 8 maç kazanarak son haftalara şampiyonluk şarkıları söylenerek girildi. Devre arasında ise Marco Borriello ile kiralık olarak anlaşıldı .
ŞAHLANAN AT EFSANESİ GERİ DÖNDÜ : NAMAĞLUP ŞAMPİYON
Ve nitekim 6 Mayıs 2012 günü tarafsız sahada oynanan maçta Cagliari'yi 2-0 yenen Juventus ligi namağlup bir şekilde şampiyon bitirdi. Ve bende dahil olmak üzere pek çok Juventus' luyu yıllar sonra sevince boğdu.
Bu şampiyonlukta gol atan emek gösteren oyuncuların yanında Conte'nin payı çok büyüktü. Conte'nin denediği ve oynattığı sistem ve futbol felsefesi rakiplerini alt etmeye yetti. Her maç rakip yarı alanı hedefleyen, Vidal ve Marchisio 'nun sürpriz golleriyle ve forvetmiş gibi sahaya çıkıp kanatta kullandığı Vucinic'in asistleriyle rakiplerini yıktılar. Kalelerini gole kapattılar ve kalelerinde maç başı 0.52 gole izin verdiler.
Bu şampiyonlukla ilgili Juventus taraftarı ise sezon içinde kazanılan İnter maçında önemli mesajlar vermişti. Belkide en güzel olanı ise şuydu : " Biz Antonio Conte'nin saçları gibi yeniden doğduk , siz ise Cambiasso'nunkiler gibi kayboluyorsunuz " .
Juventus kulübü gençleşme politikası gereğince Del Piero ile sözleşmeyi uzatmadı ve efsane takımdan ayrılarak Avustralya'nın yolunu tuttu. Açıkçası kaptanı kolay bıraktılar diye düşünüyorum. Çünkü Del Piero Juventus için yıllardır takımın kaptanlığını yapan bir isimden çok daha fazlası. Bu nedenle son zamanlarda Juventus yönetimine kızdığım tek nokta bu ayrılık.
Aslına bakılırsa İtalya Milli Takımının bu yaz Euro 2012 'de finale kadar yürümesinde Juventus iskeletine sahip bir takımın payı büyük. Buffon , Giaccherrini , Chiellini, Barzagli ,Pirlo ve Marchisio iskeletine sahip İtalya Milli Takımının final başarısında da Juventus'tan alışkanlıklara sahip bu oyuncu grubu önemli rol oynadı.
LİGİ YENİDEN YAŞATTINIZ , SIRA ŞİMDİ AVRUPA'DA !
Bu sezona da iyi başlayan takım yaz aylarında takviyelerde bulundu. Udinese'den Asamoah ailesinin son versiyonu Kwadwo Asamoah ile kanat güçlendirildi. Yine Udinese'den Şili'li Mauricio İsla , İnter'den ayrılan Brezilyalı stoper Lucio , Manchester United'dan Paul Pogba ve son olarak da Arsenal'den Nicklas Bendtner'i kiraladılar. Sezonun açılışında Çin'de oynanan İtalya Süper Kupası Finalinde Napoli'yi mağlup ederek geçen sezon kaptırdıkları İtalya Kupası'nın rövanşı aldılar ve kupayı müzelerine götürdüler.
Sezon öncesi ise Antonio Conte'ye 2006'dan beri halen bitmek bilmeyen malum Calciopoli skandalı nedeniyle 10 ay ceza verildi. Ancak ceza daha sonra 4 aya düşürüldü.Bu dönemde takımın başına Conte'nin yardımcısı Massimo Carrera geçti. Conte ise bu yazının yazıldığı bugün Palermo deplasmanında takımının başında yeniden sahaya çıktı ve sahadan zaferle ayrıldı.
Bu sezon ligde ise Milan ve İnter'e karşı alınan iki mağlubiyet mevcut. Ancak yinede liderliğini sürdüren şahlanan at ,halen İtalya Ligindeki en olgun ve ne oynadığını bilen takım.
Ve yıllar sonra devlerin arasına yeniden geri dönen " Şahlanan Dev" grupta Shaktar Donetsk ve geçen sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu Chelsea'yi geçerek grubu lider bitirdi ve 1.torbadan adını her zamanki olduğu yere yani Avrupa'nın en iyi 16 takımı arasına yazdırdı.
Özellikle grup maçlarında Chelsea'ye karşı Londra'da oynanan maçta 2-0 'dan geri dönüp alınan 1 puan Conte'nin takıma kazandırdığı kaybetmeme özelliğini en iyi şekilde özetliyor. Pirlo ise tecrübesiyle sahada tam bir komutan.
Ve taraftar yine sözü alarak diyor ki : " BİZE LİGİ YAŞATTINIZ ,SIRA ŞİMDİ AVRUPA 'DA" .
Gerçekten de bakıldığında Juventus Arena'da en azından bir çeyrek final maçı görmeliyiz değil mi çocuklar ?