23 Nisan 2012 Pazartesi

Samuel Johnson'un Gözleri Doldu / Galatasaray 1-2 Fenerbahçe


   26 Mart 2000.Galatasaray Ali Sami Yen Stadında oyunu bütün maç boyunca domine etmesine rağmen Johnson'un 80.dakikada frikikten attığı golle sahadan boynu bükük ayrılıyordu.Belkide bu galibiyet Fenerbahçe'nin hem Kadıköy'de kuracağı büyük üstünlüğünün hem de bu sezon Saraçoğlu'nda ve dün akşam izlediğimiz gibi şans faktörü ile kuracağı evliliğin habercisi oluyordu.Ancak dün akşam ki maçı izlediyse Johnson'un bile gözleri dolmuştur.Çünkü bırakın Galatasaray-Fenerbahçe rekabetini dünya üzerinde hiç bir maçta şans faktörü bir takımın bu kadar yanında olmamıştır. Şanssızlık ve biraz da beceriksizlik de Galatasaray'ın yanındaydı.


   
   Bu güzel koreografilerle sahaya çıkan Galatasaray'lı futbolcularda amaç kazanıp puan farkını 8'e çıkarmak ve işi bitirmekti.İlk 15 dakika kontrollü bir şekilde rakibinin üstüne giden sarı kırmızılılar golü kalelerinde görünce ufak bir çok yaşadılar.Ancak maçtan kopmadılar ve kopmayacakları da belliydi. Çünkü taraftarında inanılmaz performansı ile maçın başında rakibine üçüncü bölgede kuramadığı baskıyı kuran Galatasaray Selçuk,Emre,Melo ve Necati ile fırsatlar yakaladı.Ancak ilk yarıda Fenerbahçe girdiği tek pozisyonda golü bularak içeriye gitti.

   İkinci yarının henüz başında Galatasaray bize tek kale bir maç izleteceğini gösterdi.46'da Necati topu kaleye belki üfleyerek sokabilecek kadar net bir pozisyonu harcadı.Selçuk İnan'ın harika golü henüz tazeliğini korurken Aydın ile 2 net pozisyonu harcadı Galatasaray.


  Golden sonra coşan tribünler ve hırs küpü takımı görünce 2.golün mutlaka geleceğini düşündüm.Ancak gene aynı senaryo ortaya çıktı.Fenerbahçe ikinci yarıdaki tek atağını 80.dakikada gerçekleştirdi ve Stoch'la yeniden öne geçti.Kalan dakikalarda golü bulsa bile galibiyeti kaçıracağı için büyük bir hayal kırıklığı yaşayacak olan Galatasaray takımı için işkence gibi geçti.Üstelik buna rağmen Baros ile de net bir fırsat kaçtı bu arada.

   Puan farkını kalesini ilahların koruması sonucu 2'ye indiren Fenerbahçe şampiyonluk şarkıları söylemeye başladı.Ancak bu Galatasaray'ın elinden kendi evinde 90+3'te direğe takılan topla dün akşam ise ilahların yardımıyla kurtulan Fenerbahçe çekirgenin 3.kez zıplayamayacağını aklına getirmesi gerek.

  Çoğu  Fenerbahçeliler  1 akşam önce oynanan Barcelona-Real Madrid El Clasico'suna benzetmiş mücadeleyi.Ancak aradaki farkı anlamamak için aptal olmak gerek.Barcelona'nın yakaladığı gol pozisyonlarının sayısının  Galatasaray'ınkilerin  yanında esamesi bile okunmaz,solda sıfır kalır.Ayrıca Real Madrid takımı ön liberolarından ileri ucuna kadar inanılmaz bir alan daraltma ile oynayıp Barcelona'nın açık ve forvetlerinin sıfıra inmesini engellediler.Galatasaray'ın ise sıfırdan yapılmış 5 ortasını hatırlıyorum .Real Madrid'de yine Fenerbahçe'ye göre kaleye çok daha fazla giden taraftı.Şimdiden havalara girip timsahlaşmanın alemi yok yani.

   Son olarak ise blogumun takipçilerine kendini yiğit sanan bir it fotoğrafı sunarak yazıyı sonlandırmak istiyorum:


22 Nisan 2012 Pazar

Mourinho'nun Tılsımı Şeytanın Bacağını Kırdı / Barcelona 1-2 Real Madrid

  5-0'lık mağlubiyetten itibaren önce skor olarak daha sonra da oyun olarak her geçen El Clasico'da üstüne koyan Real Madrid en sonunda şeytanın bacağını kırdı.İlk defa Barcelona'yı Mourinho yönetiminde mağlup etmeyi başardılar.Tabi geçen sene Kral Kupası finalinde uzatmalarda alınan galibiyeti saymazsak.
  
   Nou Camp'a 4 puan önde gelen Real Madrid için mağlubiyet halinde hiç bir şey bitmiyordu.Ancak Mourinho'nun öğrencileri kazanarak en sonunda şeytanın bacağını kırmayı başarmanın yanında Türk spor basınının deyimiyle "Şampi" sıfatını almış oldu.Şampiyon kelimesi için ise 2 hafta daha beklemeleri gerekecek.


  Pep Guardiola Chelsea ile oynanacak rövanşı düşünerek Pique ve Fabregas'ı yedek oturtarak Tello ve Thiago ile başladı. Jose Mourinho ise maça Khedira ve Xabi Alonso ön libero ikilisi ile başladı.Lass Diarra 'nın sakatlığı nedeniyle ilerideki hücum dörtlüsünü bozmadı.Mesut,Di Maria ,Benzema ve Ronaldo ileride vurkaç taktiği ile anı baskın preslerle Barcelona'nın hazırlık paslarını kesmeye,engel olmaya ve top kapmaya çalıştılar.Ki kaptıkları bir top sonrası oluşan kornerde Khedira'nın mücadeleciliğiyle öne geçmeyi başardılar.

  Bu golden sonra takım halinde topun arkasına geçen Mourinho'nun öğrencileri orta alanda Benzema ,Mesut, Di Maria ve Ronaldo'nun Xabi Alonso ve Khedira'ya iyice yaklaşarak daralttıkları alanda Xavi,İniesta ve Messi'yi boğdular adeta.İlk yarının en önemli anı ise 27.dakikada Mesut'un sadece gölgesiyle savunmaya gelip göstermelik bir baskı yaptığı pozisyonda Messi'nin Xavi ile Casillas'ı baş başa bıraktığı pozisyondu.Xavi bu pozisyonu değerlendiremedi ve maçın ilk kırılma anı Real Madrid lehine sonuçlandı.Real Madrid bu pozisyonun dışında takım halinde topun arkasına başarılı bir şekilde geçerek ilk yarıda kalesinde başka pozisyon görmedi.

   İkinci yarıya da yine topu kaptırdıkları anda takım halinde topun arkasına geçen bir anlayışla başladı Los Galacticos.Maçın ikinci kırılma anı ise 54.dakikada yaşandı.Savunmanın arasına atılan pasta Tello çok kötü bir vuruş yaparak maç boyunca pozisyon üretme sıkıntısı yaşayan Barcelona için altın değerinde bir fırsatı harcamış oldu.

  Xavi'nin etkisizliğini gören Guardiola onu 69.dakikada Alexis Sanchez ile değiştirdi.1 dakika sonra ise Khedira'nın golünde olduğu gibi yine bir karambol golünde topun Barcelona'yı sevmesinin de etkisiyle Sanchez  skoru eşitledi.


   
  Ancak Nou Camp'ta sevinç kısa sürdü.Ronaldo'nun koşusunu gören Mesut'un şahane pasında topla buluşan CR7 Valdes'in yanından topu ağlara göndererek skor tabelasında takımını yeniden öne geçirdi.

   Bu golden hemen sonra Granero'yu oyuna alan Mourinho takım halinde yaptıkları sıkı savunmayı koşan ve press yapan Granero ile iyice güçlendirmiş oldu.Oyunu maç boyunca Real Madrid ceza sahasının önünde yaptığı hazırlık paslarıyla bitiren Barcelona 2.golün getirdiği moral bozukluğu ile son dakikalarda kalesinde 3 tehlikeli pozisyon daha yaşadı.Bu pozisyonlardan sonuç alınamasa da Real Madrid hep üstüne koyarak ilerlediği El Clasico serüveninde sonunda şeytanın bacağını kırmış oldu.Ve şampiyonluğu da %80 garantiledi.


   Mesut Özil zaman zaman orta alana yaptığı tembel yardımlarla sıkıntı yaratsa da Ronaldo'ya verdiği harika gol pası ile ne kadar kaliteli bir ayak olduğunu göstermiş oldu.Ronaldo ise Messi'nin bu denli etkisiz kaldığı bir akşamda sahanın yıldızıydı.Khedira ve Xabi Alonso ise maç boyunca inanılmaz uyumlu oynadılar.Ve defansın önüne çektikleri setle Pepe ve Ramos'u çok rahatlattılar.Benzema ise topu ayağına aldığında direk rakip alana taşıyarak Barcelona'nın baskıyı artırdığı dakikalarda takım arkadaşlarına dinlenme fırsatı tanımış oldu.Pepe-Ramos ikilisi  neredeyse hatasız oynarken,üç gün önce Münih'te kaybedilen maçta çok eleştirilen Coentrao ise Daniel Alves'le baş başa kaldığı pozisyonlarda son derece başarılıydı.İyi yer tutan Portekizli bek oyuncusu akşamın başarılı isimlerinden biri oldu.
  

   Real Madrid geçen sene Mestalla'da Kral Kupası finalinde mağlup ettiği Barcelona'yı Nou Camp'ta da devirmeyi başardı.Üstelik daha Bernabeu da bir Barcelona galibiyeti yokken Nou Camp'ta alınan bu galibiyet şampiyonluğu getirmenin yanı sıra son derece epik bir değere sahip.

    Son olarak ise Jose Mourinho.Special One yine yaptı yapacağını.Kimilerine göre kalenin önüne otobüs park etmek bana göre ise başarılı bir takım savunması.Futbol dahisi olarak gördüğüm Jose bana kalırsa maç sonu basın toplantısına yardımcısı Karanka'yı göndererek Katalanlara kimsenin anlamadığı ince bir mesaj gönderdi.Şimdi önlerinde Şampiyonlar Ligi var.Bu sene Şampiyonlar Liginde final oynamak Real Madrid için başarısız geçen 4 yılın ardından geçen sene alınan Kral Kupası ve bu sezon kazandıklarını varsaydığımız Lig Şampiyonluğunun yanında üstüne koyarak ilerlediklerini düşündüğümüzde hiçte başarısız bir sonuç sayılmayacaktır.