17 Temmuz 2012 Salı

Es Es 37 Yıl Sonra Avrupa Arenasında - Rakibi Tanıyalım :St. Johnstone

 
   Eskişehirspor bundan tam 37 yıl önce,1 Ekim 1975 tarihinde o zamanki ismi ile UEFA Kupası şimdiki ismi ile UEFA Avrupa Liginde Eskişehir'de konuk ettiği Bulgar ekibi Levski Sofya 'ya 3-0 kaybettiği ilk maçın rövanşında da 4-1 ile boyun eğerek Avrupa Kupalarına veda etmişti.O tarihten bu yana sadece 16 Mart 1988 yılında Arnavutluk temsilcisi Dinamo Tiran ile Balkan Kupası maçına çıkan kırmızı siyahlılar o karşılaşmadan 4-0 galip ayrılmayı başarmıştı.Bu maç Eskişehir'de oynanan son Avrupa Ligi mücadelesiydi.Es Es o maçtan beridir tam 24 sene boyunca Avrupa'da resmi bir maça çıkmadı.Ta ki bu perşembeye kadar yani 19 Temmuz 2012 'ye kadar.

  Beşiktaş'a verilen men cezasının onanmasıyla Avrupa ruhunu yeniden yaşamaya başlayan Eskişehirspor artık hem kulüp hem de şehir olarak maçı iple çekiyor.Perşembe akşamı ise rakip geçen sezon İskoçya Premier Ligini 6.sırada tamamlayan St Johnstone.





  İskoçya'nın köklü kulüplerinden biri olan St.Johnstone 1884 yılında Pert şehrinde kuruldu.Maçlarını 10.456 kişilik McDiarmid Park'ta oynuyorlar.Ve başta da belirttiğim gibi geçen sezonu İskoçya Premier Liginde 6.bitirdiler.




 Kulüp tarihinde büyük başarı ve kupa bulunmuyor.İskoçya Premier Ligin bir altı olan 1.Lig'de 7 şampiyonlukları bulunuyor.Son olarak 2008-2009 sezonunda İskoçya Kupasını müzesine götürmeyi başardılar.St Johnstone'da son Avrupa Ligi maçını 1999-2000 sezonunda 1.Eleme Turunda  Monaco'ya karşı oynamış , 3-0 ve 3-3'lük skorlarla elenmişti.


 Teknik direktörlüğünü Steve Lomas'ın yaptığı İskoç ekibinin kadrosunda isim olarak göze çarpan bir isim var.Efsanevi golcü Jimmy Floyd Hasselbaink'in yeğeni Nigel Hasselbaink.Geçen sezon İskoçya'da St.Mirren formasıyla 40 maçta 8 gol kaydeden Hasselbaink amcası kadar golcü gözükmüyor.Vikipedia.org'un yalancısıyız ki boyu da 1.65'miş.Takım kaptanı savunmadan David Mackey .Takımın bir diğer göze çarpan ismi ise Fransız Gregory Tade.Fransız oyuncu,Nigel Hasselbaink ve Sean Higgins St.Johnstone takımının forvet rotasyonunun ana parçaları konumundalar.


 Perşembe akşamı bende stattaki yerimi alıp 37 yıl sonra Eskişehir'deki bu Avrupa Ligi maçına tanıklık edeceğim.

  "Bol şans Es Es,saldır Eskişehir ".

                                        





2 Temmuz 2012 Pazartesi

UEFA EURO 2012 ' YE BAKIŞ


  
  İspanya futbolun ilahı olduğunu bir kez daha kanıtladı.Gruplarda ve çeyrek finalde performansı eleştirilen boğalar komplike bir turnuva takımı olduklarını kanıtlayıp üst üste 3.kez büyük bir kupa kazanma başarısı gösteren ilk takım oldular.


   Gruplara Bakış

  A Grubunda Çek Cumhuriyeti ilk maçta Rusya karşısında dağılmasına rağmen ilk maçtaki savunma hatalarını tekrarlamadıkları Yunanistan ve Polonya maçlarında sonuca giderek grubu lider bitirdiler.Yunanistan ise çeyrek final biletini son maçta kazandığı sürpriz Rusya galibiyeti ile aldı.

 B Grubunda Almanya üç maçını da fazla vites artırmadan kazandı ve lider çıktı.Portekiz'in şansı ise Varela'nın Danimarka maçında  88.dakikada attığı golle döndü.Grubun son maçında ise Ronaldo 'nun oyuna ağırlığını koymasıyla Hollanda'yı mağlup edip grubu 2.sırada tamamlayıp adlarını bir üst tura yazdırdılar.
  
 Hollanda için biraz konuşmak gerek.Van Marwijk'in 2010'da yakaladığı üst düzey performansın yerinde  bu turnuvada yeller esti.Ve pek çok yıldıza sahip Hollanda takımı "Winner" özelliği yakalayamayınca gruplarda 0 çekerek turnuvaya veda etti.Muhtemelen bu yazı hazırlanırken Van Marwijk'de Hollanda'ya.

 C Grubunda düğümler son maça kaldı.Hırvatistan-İspanya maçında Rakitic'in Casillas'a nişanladığı kafası gol olsa bugün turnuvanın şampiyonu muhtemelen bir başka takım olacaktı.İtalyanlar ise benim tabirimle "modern catenaccio" 'ları ile İspanya karşısında berabere kalıp takdir toplamış,Hırvatlar karşısında galibiyeti kaçırmıştı.Ancak İrlanda karşısında sonuca gidip İspanya'nın ardından adlarını Çeyrek Final'e yazdırdılar.

 D Grubunda ev sahibi Ukrayna tartışmalı bir maç sonucu İngiltere'ye yenilip son maçta turnuvaya veda ettiler.Fransa ise son maçta İsveç'e mağlup olmasına rağmen grubu 2.tamamlamayı başardı.


 Çeyrek Finaller

 İspanya-Fransa eşleşmesinde inanılmaz bir pas ritüeli sunan boğalar rakip kaleyi de fazla zorlamayınca bir ara uyku hapı yutmuş gibi izledik mücadeleyi.

 Almanya-Yunanistan mücadelesinde Almanlar beklediğimizden fazla zorlandılar.

 Portekiz-Çek Cumhuriyeti maçında Ronaldo iyi bir performans ortaya koyup takımını attığı golle yarı finale taşıdı.

İtalya-İngiltere mücadelesine geldi sıra.Maç boyunca pek çok fursat yakalayan Prandelli'nin öğrencileri bunu 120 dakika içerisinde cömertçe harcayınca Almanya'nın yarı finaldeki rakibini penaltılar belirledi.Montolivo'nun kaçırdığı penaltı sonrası geriye düşen gök mavililer Buffon'un Ashley Cole'un penaltısını çıkarması ve Nocerino'nun penaltısı ile yarı finale çıktılar.Tabi Pirlo'nun enfes Panenka'sını unutmayalım.



Yarı Finaller

  İspanya komşusu Portekiz karşısında zorlandı.Özellikle Cristiano Ronaldo'nun 89.dakikada yakaladığı pozisyon İspanya'nın ipini çekebilirdi.Ancak finalisti penaltılar belirledi.Ronaldo'nun penaltısını 5.sıraya saklayan Portekiz antrenörü Paulo Bento İspanya'nın Pique ve Ramos gibi iki stopere penaltı attırma modasına uyup Bruno Alves'e penaltı verdi.Penaltıdan yararlanamayan Alves'in ardından Fabregas penaltıyı gole çevirip bu keskin virajda İspanya'yı finale taşıyan isim oldu.


  Yıllardır oynadığı defansif Catenaccio anlayışıyla herkesin tepkisini çeken İtalya,bu turnuvada hücumdaki efektifliği ile bu kez otoritelerin takdirini topladı.Benim için ise Prandelli'nin oynattığı oyun hoşuma gitmekle beraber yıllardır yakından takip ettiğim İtalyan Catenaccio'sundan farkı yoktu.Benim gözümde Prandelli'nin herkesin takdirini toplayan ve hücumda da etkili denen bu sistemi "Modern Catenaccio" oluyordu.Çünkü bu sistemde de yine arka tarafı sağlama alan ve alan daraltan ,kademeli ,yardımlaşmalı, katı bir savunma anlayışı vardı.Ancak bu turnuvada Pirlo'nun formda futbolu ve Juventus'tan takım arkadaşı Marchisio ile olan uyumu takımı hücum olarak da ileriye götürdü.Juventus'un şampiyonluğunda bu sene büyük pay sahibi olan bu ikili usta-çırak anlayışı ile çalışarak bir hayli verim verdiler.

  Almanya karşısına çıkan İtalyanlar Balotelli'nin golleriyle öne geçtiler.Ve daha sonra Catenaccio'nun getirdiği anlayışla bu skoru maç sonunda dek korumayı başardılar.

 FİNAL


  2008'in Avrupa Şampiyonu ve 2010 Dünya Kupası Şampiyonu İspanya ve 44 yıldır kupaya hasret İtalya.En son 2000'de final oynamış İtalya'nın son kupası 2006'daki Dünya Kupası.Aslında İtalyanlar için içinde bulundukları ortam 2006'ya benzer bir ortam.Calciopoli  şike soruşturmasının başladığı günlerde İtalyanlar inanılmaz bir kenetlenme ile 2006'da dünyanın en büyüğü olmuşlardı.Bu senede yine şike soruşturmasının devam ettiği ve tutuklanan yönetici,futbolcuların olduğu hafif kaotik bir dönemden geçtiler.Ancak karşılarındaki İspanya gerçekten çok komplike bir takımdı.Ve bunu oynadıkları oyunla fazlasıyla gösterdiler.

  Prandelli'nin İngiltere maçındaki Abate sevdası bu maçta tutmuştu.Turnuvanın başarılılarından Maggio'yu ve Balzaretti'yi kesip Chellini'yi de sol beke kaydıran Prandelli son 4 maçın 4'ünde de savunma dizilişini değiştirdi.Bu belkide defans oyuncuları arasındaki tandem uyumunu azaltan yegane sebep oldu.Defans kurgusu Maggio-Barzagli-Chellini-Balzaretti şeklinde kursaydı formda ve gözü kara Balzaretti ile soldan gelen atakları kesebilir hem de Chellini'yi maçın başında kaybetmek zorunda kalmazdı.

  İtalyanların bu maçta enerjilerinin de düşük olduğu kesin.Jordi Alba'yı sol bekten kaçırıp ofsayta bile düşüremeden kalelerinde golü gördüler.İkinci yarıda ise Motta'nın sakatlanıp oyundan çıkışı ve değişiklik hakkının bitmesi ile 10 kişi kalan İtalya son yarım saatin başında teslim oldu.

 Muhtemelen İspanya yukarıda Prandelli'nin saydığım hataları olmasa yine bu müthiş organizasyonlarıyla zafere ulaşacaklardı.Ancak Prandelli onların işini çok daha kolaylaştırdı.

  Genede gök mavililer bu yenilmesi zor hatta neredeyse imkansız olan takıma turnuvadaki tek golü kaydeden takım oldu.Ve final yine böylesi bir rakip karşısında bir teselli olabilir.