Son 5 sezondur istikrarlı bir başaltı takımı
olan Eskişehirspor, 2013-2014 sezonunun ilk yarısında da bu istikrarını
sürdürdü. Spor Toto Süper Lig’in ilk yarısını 27 puanla 6.sırada tamamlayan
kırmızı siyahlılar, evlerinde oynadıkları 8 maçın 5’ini kazanarak Eskişehir’in
ne kadar zorlu bir deplasman olduğunu bir kez daha gösterdiler. Özellikle Gençlerbirliği ve Konyaspor
karşısında aldıkları kritik mağlubiyetler onların üst sıralara girmesine engel
oldu. Deplasmanda oynadığı 9 maçın 3’ünü kazanan Es Es, 1 karşılaşmadan
beraberlikle ayrılırken 5 kez de sahadan yenilgiyle ayrıldı.

İkinci sırada bulunan Galatasaray ile
arasında 6 puan fark bulunan Eskişehirspor, sezon başı kadroda yaşanan
değişimlere rağmen yine de ligi ilk 6 ‘da bitirmesi gereken bir kadroya
sahipti. İlk yarının sonuna geldiğimizde takım 6.sırada bulunuyor. Ve bence bu
kadronun başarı ile başarısızlık sınırı arasında, en azından lig açısından
konuştuğumuzda ince bir çizgi bulunuyor. İkinci sıra ile olan puan farkının da
bu denli yakın olması kırmızı siyahlıları üst sıralar için daha da teşvik
etmeli.
Ersun Yanal gibi sahada geniş alanlar
bırakarak rakibinin üstüne giden ve Anadolu Takımları için göze hoş gelecek bir
futbol oynatan ancak büyük riskler de alan bir teknik direktör’den, Ertuğrul
Sağlam gibi takımlarına dengeli ve kontrollü bir futbol oynatan bir teknik
direktörün anlayışına geçiş süreci Eskişehirspor için sancılı geçmedi.
ES ES
‘İN DEFANSI “SAĞLAM”
Ertuğrul Sağlam takımına daha dengeli ve
kontrollü bir oynatarak önceliği takım savunmasına verdi. Spor Toto Süper
Lig’de fark yaratmak için zaten bir şeyi iyi yapmanız gerekiyor mutlaka.
Eskişehirspor’da Ertuğrul Sağlam ile savunmayı çok iyi yaptı. 15 gol yedikleri
Spor Toto Süper Lig’in ilk yarısında, ligin en az gol yiyen takımı
konumundalar. Son oynadıkları ve mağlup oldukları Konyaspor maçında yedikleri 4
gole kadar da Avrupa’nın en az gol yiyen takımı durumundaydılar. Diego ve Akaminko ikilisinin tandemdeki uyumu,
Veysel’in son yıllardaki istikrarlı oyunu ve yabancı sınırlamasının getirdiği
avantajla da forma şansı bulup bu şansı fena değerlendirmeyen Tarık Çamdal’ın
çıkışı Eskişehirspor’un kalesini gole kapamasını özetliyor. Defansın önündeki
Hürriyet ve yeni transfer N’Diaye’nin sert ve kesici özellikleriyle defansın
önünde iyi bir set çeken Eskişehirspor’da, kaleci Ruud Boffin’de yaptığı kritik
kurtarışlarla iyi bir ilk yarı geçiren isimlerdendi.
ÜRETKENLİK SORUNU
Takım oyununun savunma tarafında bu kadar
iyiyken üretkenlikte sıkıntı çekmesi, Eskişehirspor’un şu an ilk 3’te
olmamasının en büyük sebeplerinden biri. Fenerbahçe’nin Alper Potuk transferi
karşılığında Es Es’e verip kurtulduğu Bienvenü, sezonun ilk yarısında gol
yollarında çok etkisizdi. Ligin ilk maçı olan Bursaspor ve devrenin son maçındaki Konyaspor maçlarında
attığı birer golle sezonun ilk yarısını
sadece 2 golle tamamladı. Türkiye Kupası’nda zayıf alt lig takımlarına karşı
daha çok gol bulmasına rağmen Bienvenü’den Es Es istediğini alabilmiş değil. Geçen sezon Ersun Yanal ile 23 gol kaydeden Necati
ve Kamara ikilisi de ilk yarıda çok fazla sahneye çıkamadılar. Bu ikili ilk
yarı sonunda 4 golde kalırken, sonradan transfer edilen ve hücum üretkenliği
adına çok şey beklenen Jorquera’da sakatlığı nedeniyle istikrarsız bir görüntü
çizdi. Galatasaray’dan transfer edilen Erman Kılıç’ın ise zaman zaman bazı
maçlarda Erkan Zengin’in üzerindeki yükü aldığını görsek de , Erkan Zengin’in
bireysel performansı ve becerileriyle yarattığı pozisyonlar çoğunlukla sonuçsuz
kaldı.

Takımın az forma şansı bulan ama işini iyi
yapan birkaç ismi de vardı. Servet Çetin bunlardan biri. Diego- Akaminko uyumu
ilk yarı o kadar iyiydi ki Ertuğrul Hoca yabancı kısıtlaması nedeniyle Servet’i
oynatma tercihini kullanamadı bile. Ancak Servet, Eskişehirspor’un özellikle kapandığı
dakikalarda kesinlikle sahada olması gereken bir isim.
TRANSFER DEDİKODULARI VE TAKIMIN
HEDEFLERİ
Eskişehirspor’da yaşanan mali sorunları en
yakından bilen kişilerden biri olarak söyleyebilirim ki takıma devre arası güç
katacak bir ismin transferi imkansız. Akaminko ve Diego gibi isimlere
Avrupa’nın bazı büyük kulüplerinden, Erkan Zengin’e de 3 büyüklerden bir çok
teklif geledursun, takımın şu anda en büyük iki sorunu ise gündemi de işgal
eden Tarık Çamdal ve Veysel Sarı konusu. Bu transfer çıkmazında herkes kendince
haklı bence. İşin Eskişehirspor tarafında mali açıdan kıskaca girmiş bir
yönetim var. Ve bu yönetim kuşkusuz bu genç isimlerden maddi kazanç sağlayıp,
kulübün nefes almasını istiyor. Kendisinin ucuza bulup, yetiştirdiği bir ismi
bedavaya göndermek mali açıdan darboğazda olan hangi kulüp yönetiminin işine
gelir ki ?

Kuşkusuz Tarık Çamdal ve Veysel Sarı’da
hedefleri olan 3 büyük takımdan birinde oynamak için kendilerini düşünüyorlar.
Burada yaz aylarında bu iki ismin sözleşmesini uzatmak için gerekli hamleleri
yapmayan ve geciken yönetim bir parça suçlu konumda. Galatasaray’da yabancı
sınırlaması nedeniyle piyasası yapay bir şekilde artan Türk oyuncu pazarından
hangi oyuncuyu ne kadara koparırım acaba diye düşünüyor. Hal böyle olunca
Beşiktaş’ın da araya girmesiyle tam bir çıkmaza girilmiş durumda. Bu
oyuncuların ve Eskişehirspor yönetiminin ortaklaşa çabuk ve akıllı bir karar
alıp bu işi sonlandırmaları gerekiyor.
Ligin ikinci yarısındaki zorlu bir
fikstüre sahip olan Eskişehirspor’un aynı zamanda Bursaspor,Akhisar ve
Sivasspor’la aynı grupta yer aldığı Türkiye Kupası da takımın bir başka önemli
hedefi. Hatta Avrupa’ya giden yolun kısalığından dolayı iki senedir finalin
kapısından dönen “Kırmızı Şimşekler”, Türkiye Kupası’na ayrı bir önem
veriyorlar.
Ligin
ikinci yarısında ilk 5 haftada karşılaşacağı takımlar, şu anda sıralamada
üstünde bulunan 5 takım. Diğerleri ise Bursaspor ve Antalyaspor. 14 Ocak’ta
başlayacak Türkiye Kupası grup maçlarıyla birlikte 25 Ocak’ta start alacak olan
ligin ikinci yarısı birleşince kırmızı siyahlılar, 1 ay içinde 10 kritik
karşılaşmaya çıkacak. Bunlardan 6’sı Türkiye Kupası grubundaki karşılaşmalar
olurken diğer 4 karşılaşmayı ise Bursaspor ve Galatasaray deplasmanlarıyla,
Eskişehir’deki Fenerbahçe ve Sivasspor maçları oluşturuyor. Takımın bu kritik 1
ayda oynayacağı karşılaşmalarda alacağı sonuçlar sezon hedeflerinin
şekillenmesi adına çok önemli. Bu
nedenle bu kritik ve önemli döneme girilmeden önce yönetimin takımın huzurunu
bozan gelişmeleri çözmesi gerekiyor. Yine Ertuğrul Sağlam'ın da takımını psikolojik olarak rahatlatıp, rehabilite ederek oyuncularını zorlu maç trafiğine hazırlaması gerekiyor.
ANIL YAZAR / Transfermerkezi.com